E.Dogan
 
  Anasayfa / Startseite
  Kontakt
  Gästebuch
  Resimler
  Ya Resul
  Kuran i Kerim
  Hz. Elyesa
  Dualar
  Dualar 01
  Hadis-i Serifler
  Güller
  Diger Konular
  [ilahiler]
Ya Resul

İyi Ki Doğdun Ya Resul

Cenabı Allah kainatı, gezegenleri sonra yaşadığımız dünyayı, tüm azaları ile yaratıp kendine kulluk etsin diye eşrefi mahlukat denen şerefli yaratık insanı yaratmıştır. İşte bu haftada, insanların en şereflisinin dünyaya geliş yıl dönümüdür. İki cihan güneşi efendimiz Hz. Muhammet (S:A.V.) dünyaya geldiği günlerdir.

Cenabı Allah ilk insan Hz. Adem (A.S.)’ı yarattığı zaman Adem Peygamber başını kaldırıp arşı alada muazzam bir nurla yazılı bir isim gördü:

“Ahmet”

Merak edip sordu:

“Ya Rabbi bu nur nedir?”

Cenabı Allah buyurdu:

“Bu senin zürriyetinden bir peygamberin nurudur, onun ismi göklerde Ahmet ve yerlerde Muhammet’tir. Eğer o olmasaydı seni yaratmazdım” dedi.

İşte peygamberimiz yüce mevlamızın yanında bu kadar önemlidir, bu derece kıymetlidir. Çünkü Adem Peygamberden bugüne son yol gösterici, son kılavuz Peygamberimiz Hz. Muhammet (S.A.V.) dir. Peygamberimizin büyük dedesi İbrahim Peygamberin iki oğlu vardı. Hz. İshak (A.S.) ve Hz. İsmail (A.S.) dı. İbrahim Peygamber, İshak (A.S.) in soyundan pek çok peygamber geleceğini Allah’ın ilmi ile öğrenmişti. Ama çok sevdiği ikinci eşi Hacer’den olan oğlu İsmail (A.S.) ın neslinden peygamber gelip gelmeyeceği belli değildi. Bu nedenle ahir zamanda gelecek peygamberin İsmail (A.S.) ın neslinden gelmesi için Allah’a dua ediyordu. Adem (A.S.) ın yaptığı yeryüzünün ilk mabedi Kabe yıkılmıştı. Cenabı Allah, İbrahim Peygambere Kabe’yi yeniden yapması için emir verdi. Oğlu İsmail (A.S.) ile Kabe’yi tekrar tamir eden İbrahim Peygamber, oğlu ile Allah’a ellerini açarak:

“Eğer rabbimiz neslimizden gelen Müslüman ümmet içinden peygamber gönder ki, o onlara ayetlerini okusun. Kitabı ve hükümlerini öğretsin. Onları günahlardan temizlesin”

Diye dua ettiler. Cenabı Allah yapılan bu samimi duayı cevapsız bırakmadı ve Hz. İsmail (A.S.) ın neslinden Hz. Peygamberimizi gönderdi. Hz. Muhammet (S.A.V.) bu nedenle “İbrahim (A.S.) ın duasıyım” demiştir. Yaratılışın gayesi Allah’a kulluktur. Adem peygamberden Hz. Peygambere gelinceye kadar gelmiş geçmiş tüm Peygamberler, İnsanları hak yolu, hakikat yoluna davet etmişlerdir. Çünkü ilk insan Adem peygamberin cennetten çıkarılmasına Şeytan vesile olmuş ve o günden beri insanlığın içinde hak ile batılın mücadelesi devam etmiştir. İşte bu yolda son kurtarıcı, son elçi, insanlık alemine gelen son nur Peygamberimizdir.

Peygamberimizin doğumundan evvel insanlık çok kötü bir durumdaydı. Kainat beşerinden zulmünden mateme bürünmüştü. Küfür ve şirk fırtınası kalplere öyle bir çökmüştü ki kalpler ve ruhlar bile bu duruma gözyaşı döküyordu. İnsanlar birbirini yiyen canavarlar misali vahşileşmiş, küfür, şirk, cehalet ve zulüm bataklığında yüzüyordu. Allah’a olan iman ve inancın yerini batıl putlar ve hurafe inançlar almıştı. Kız çocukları diri diri gömülüyor, kadın cinsel bir meta olarak itilip kakılıyordu. Kölelik sistemi adı altında, işgal edilen ülkelerin kadın, erkek ve çocukları esir pazarlarında satılıyordu. Yakın çağımızda olduğu gibi siyah Afrika’nın kara derili insanları esir pazarlarının değişmez eşyası idi. Faizcilik, büyü ve fal gibi haramların hepsi fazlasıyla mevcut idi. Dönemin büyük devletleri İran Hükümdarı, Bizans İmparatoru, Batı Roma Hükümdarları, yarı ilahlık iddiasında, zulüm kamçısı altında halklarını inim inim inletiyordu. Bu karanlık döneme sonsuz merhameti olan Cenabı Allah’ın katlanması beklenemezdi ve manevi alemimizin sultanı, eşsiz insan Hz. Muhammet (S.A.V.) böyle bir ortamda Hakkın nurunu haykırmak için dünyaya geliyordu. Kainat hürmet ve saygı içinde efendisini bekliyordu. Mekke’de mütevazi bir evde Pazartesi günü, Seher vakti Hz. Muhammet (S.A.V.) gözlerini açtı. Bu doğumla birlikte aleme nur aktı, karanlık yırtılarak nurla doldu. Kainat sevinç içinde: “Doğdu ol saatte Sultan-ı Din, Nur’a gark oldu semavati zemin” diye haykırdı.

Peygamberimizin annesi o mutlu anı şöyle anlatır: “Hamileliğimin altıncı ayında karşıma bir zat çıktı, Ya Amine bil ki sen alemin hayrına hamilesin, doğurunca ismini Muhammet koy ve halini hiç kimseye açma” dedi. Ve daha sonra:

“Doğum anında kulağıma müthiş bir ses geldi, korkudan eriyecek gibi oldum, birde ne göreyim, bir beyaz kuş peydahlanıp yanıma geldi, kanadıyla arkamı sıvazladı. O anda bende korku kalmadı. Bana ak bir kase içinde şerbet sundu. Şerbeti içer içmez beni bir bur denizi sardı ve oğlum doğdu” dedi.

Peygamber efendimiz ve sünnetli ve göbeği kesik doğmuştu. Hz. Amine efendimiz şöyle devam eder: “Doğduktan sonra yavruma baktım, secdede parmağını göğe kaldırmış, hemen ak bir bulut inip yavrumu kundaklamıştı. O anda bir ses işittim: “Doğuyu ve batıyı dolaştırın, denizleri gezdirin, ta ki mahluklar Muhammet ismiyle, sıfatıyla, suretiyle tanısınlar” dedi ve bulut kayboldu.”

Peygamberimizin babası vefat ettiği için Dedesi Abdulmuttalip bakıyordu. Doğumdan sonra dedesi Peygamberimizi oğlu Ebu Talip’e emanet etmiş: “Bu çocuk sana emanettir, bu oğlumun şanı şerefi yüce olacaktır” demiştir. Abdulmuttalip, Peygamberimizin doğumunun yedince gününde, develer koyunlar kurban etmiştir.

Evet sevgililer sevgilisi, nebiler nebisi efendimiz böyle doğmuştu. O gecede Kabe’nin içindeki putların pek çoğu baş aşağı yıkılmıştı. İran’da bin yıldır yanan mecusi ateşi sönmüştü. İran hükümdarı Kisra’nın başkenti Medayin deki sarayının 14 burcu çatırdayarak yıkılmıştı. Takdis edilme amacıyla kullanılan Taberiye gölü bir anda kurumuştu. Semave vadisi ve şehri sular altında kaldı. Bunlarda kainat’ın efendisinin doğumunda yaşanan mucizelerdir.

Peygamber efendimiz dünyaya geldikten sonra 40 yıl güzel ahlakı ve temiz kişiliği ile yaşamış ve 40 yaşında peygamberlik gelince Hak yolunu tebliğe başlamış ve bu tebliğe yüzler, binler, on binler ve milyonlarca insan “La ilahe illallah, Muhammed en Resulallah” kelimeyi tevhidini getirerek koşmuştur. Onun açtığı çizgiye Hak din diyerek dünyanın bir ucundan öbür ucuna milyarlar koşuyor. Ahir zamanda Cenabı Allah’ın dünyaya gönderdiği son peygambere, milyarlar Allah’ın nuruna kavuşmak için yarışıyor. Sana olan sevgimiz Ya Resulallah, sen ki Cenabı Allah’ın en sevgili kulusun. Bizde senin acizane ümmetiniz, ne mutlu bize Ya Resulallah. Zalimler ölmedi Ya Resulallah, zalimler yaşıyor. Filistin’de, Lübnan’da, Çeçenistan’da, Irak’ta, Afganistan’da zalimler Müslüman kanı akıtıyor Ya Resulallah. Zalimler mazlum Müslümanların kanını akıtırken hem gözlerimiz hem yüreğimiz kan ağlıyor. Çağımızın Ebu Cehilleri: Bush, Putin, Hu Jin Tao, Tony Blair, Ehud Olmert mazlum Müslümanları katlediyor Ya Resulallah. Ama bizler sabırlıyız, rabbimize ve sana sığınıyoruz. Her gün İslam aleminde, yüzlerce şehidimizi, şehitlerin sultanı Hz. Hamza (R.A.) yanına gönderiyoruz. Ama dualarımız ve sabrımız ile bu zor girdabı da aşacağımıza inanıyoruz.

Bizler bin yıldır İslam’ın şanlı sancağını dalgalandırmış Büyük Türk Milletinin, idealist evlatları Ülkücüler olarak diyoruz ki:

KULA KUL OLMAK İÇİN GELMEDİK DÜNYAYA, ALLAH’A KULLUK ETMEK İÇİN GELDİK, ÇÜNKÜ BİZLER HİÇBİR BEŞERİ GÜCÜN ÖNÜNDE EĞİLMEDİK; EĞİLMEYECEĞİZ. HAK DİNİMİZE DE SON NEFESİMİZE VE SON NEFERİMİZE KADAR SAHİP ÇIKACAĞIZ.

İyi Ki Doğdun Ya Resul
İyi Ki Ümmetin Olmuşuz Ya Resul
Sevgimiz Kalbimizde Ve Ruhumuzda Ya Resul
Canımız Malımız Yoluna Feda Ya Resul

Tek Dilerğimiz Şefaatini Esirgeme Ya Resul
Şefaat Ya Resul
Şefaat Ya Resul
Şefaat Ya Resul!

 
Saat  
   
www.hakan1907.de.tl  
 
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden